Bende BAŞLAYAN, Sizde ÇOĞALAN


Selamlar, Ben ZEYTEENIA,


Göz göze gelmiş iki insan gibi, bakışlarda kendinizi bulmanızı isterim. Çünkü benim hikâyem, sizin içinizde yankı buldukça güzelleşip keyifleniyor.


Zeytin ağaçlarımın fısıltılarının sesleri ve mevsimlerin büyüsüyle usul usul olgunlaşmış ütopik bir ada’yım. 

Binlerce yıllık bir mirasım. Bu miras, korumak kadar, hissettirmek için de var olmalıydı. İçinizde hatırlanan, bazen adını koyamadığınız bir duyguda kendini gösteren bir miras! Çünkü biliyorum ki bir şey gerçek anlamda yaşasın diye, onun duygulara değmesi gerekir.


Belki bir koku, bir tat…Belki de yıllardır kendinize bile itiraf edemeden taşıdığınız özlem…

Evet! Benim içimde ezberler vardır. Çünkü ben gelenekten geliyorum, ama ezberlerimle asla yetinemem!

İşte bu yüzden, her şişemde köklü olanın cesurca yeniden dile geldiği bir hikâye getirdim size, geçmişi kutsarken, bugünüde sahiplenmeniz için.

Her yudumu, her damlası, anlarınıza zarafet ve keyif taşıyan şaşırtıcı bir dokunuş, bir deneyim, bir davet getirdim!


Kalbinize tanıdık gelen ama daha önce hiç duymadığınız bir melodiyim. Duyduğunuzda, bu benim “şarkım” dersiniz. Ben, içinizde de var olan şarkının fısıltıyla seslendireniyim.

Ve siz sahip çıktıkça, ben daha da çok çoğalırım, coşarım.
Köklenirim.


Ben ZEYTEENIA ’yım! 

Yüzyıllardır aynı topraktan, aynı kökten gelen zeytin ağaçlarımdan özenle üretilmiş, yenilebilir altın eklenerek ezber bozmuş zeytinyağınız!


Ne tam olarak dünüm, ne yalnızca bugün. Sizinle var olan, sizinle her anınızda yeniden yazılan bir anıyım.


Sevgilerimle…